Obezite ve göz sağlığı

coronavirüs ve göz sağlığı




Obezite ve göz sağlığı arasında ne gibi bağlantılar vardır ? Obezite göz sağlığını nasıl etkiler ?

Obezite , insan vücudunda meydana gelen bir çok hastalığı tetikler. Obezite kabaca tanımı ile vücuttaki zehir ve toksinlerin atılamamasıdır. Bu zehir ve toksinler bir çok organı etkilediği gibi gözü de etkiler.

Obezite, başta sarı nokta hastalığı olmak üzere göz tansiyonu, erken yaşta katarakt ve damar tıkanıklığına yol açabilir.

obezite ve göz sağlığı

Obezite göz sağlığını nasıl etkiler ?

Obezite için zehirli ve toksin maddelerin vücuttan atılamaması durumu demiştik. Bu zehir ve toksin atılamama durumu kalp, böbrek, beyin, göz gibi organlara zarar verir.

Aslında doku ve organların kendi kendini tamir etme özelliği vardır; fakat vücutta atılamayan toksin miktarı arttıkça bu özellik de azalır. Bunun etkileri gözde en çok, yaşa bağlı sarı nokta hastalığı ile görülür.

Obeziteyle beraber damar problemleri, vücutta yağ fazlalığı, kolesterol fazlalığı, lipit fazlalığı ortaya çıkar. Bunlar da sarı nokta hastalığını tetikler ve oluşumunu hızlandırır.

Kişinin ne kadar fazla kilosu varsa, sarı nokta hastalığına yakalanma riski de o kadar artar. Bu, her kilolu insanın sarı nokta hastalığına yakalanacağı anlamına gelmiyor. Fakat, altta yatan genetik bir yatkınlık varsa, kilolu olan ve olmayan arasında fark ortaya çıkıyor.

Obezite damar tıkanıklıklarına neden olur. Bu vücudun her hangi bir yerinde olacağı gibi gözde de olur. Göz damarları da beyindeki gibi çok ince ve hassas damarlardır.

Damar tıkanıklığının nedenleri arasında genetik yatkınlık, sigara, aşırı kilo ve stres vardır. Genetik yatkınlıkla beraber obezite de varsa damar tıkanıklığı yaşanma riski daha fazla olur.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, obezite olmayan ve sigara içmeyen kişilerde de damar tıkanıklığı olabilir. Burada bahsedilen şey aynı şartlar altında bulunan kişilerde bu etkenlerin yakalanma riskini arttırmasıdır.

Şeker hastalığı ve göz sağlığı

Şekere bağlı göz hastalıkları çok büyük bir problemdir. Eğer gözde kanama başlamışsa, ne kadar düzeltilmeye çalışılsa da kanamalar devam eder.

Bu yüzden mümkünse kanamaların hiç başlamaması gerekir. Fakat bu zordur; çünkü Türkiye’de şeker hastalığının seyri, hastanın ilk 5 yıl hastalığı bilmemesi, ikinci 5 yıl hastalığı reddetmesi ve üçüncü 5 yıl hastalığın fark edilip ilaç ayarlarının yapılması ile geçer.

Bu kaybedilen 15 yılda göz damarları bir binanın su boruları gibi patlamaya başlar. Bunlara ise ancak lazer ya da ameliyat gibi geçici çözümler üretilebilir. Problem tamamen yok edilemez.

Burada amaç eğer körlük olacaksa da bunun oluş zamanını mümkün olduğunca uzatmaktır. Kişi daha sonra kilo verse ve şekerini düşürse de o 15 yılda gözde oluşan hasar geriye döndürülemez.

Obezite ve göz tansiyonu

Göz tansiyonu, göz için bilinen en kötü hastalıklardan birisidir. Göz tansiyonu, göz ile beyin arasındaki iletimi sağlayan görme sinirini harap eder. Kişinin retinası, lensi, göz içi yuvarlağı ne kadar sağlıklı olsa da göze gelen ışık beyne iletilemez. Beyin iletilemediği için görüleni algılayamaz.

Gözde tam ışık kaybına yol açar. Sarı noktada hastada tam ışık kaybı olmaz ve hasta kenarlardan görebilirken, katarakt ameliyat ile çözülebilirken, göz tansiyonuna bağlı bir görme kaybında ameliyat, lazer ya da ilaç gibi tedavi yöntemler sonuçsuz kalmaktadır, görme kaybı hiçbir şekilde düzeltilememektedir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*